Fade Food

FADE GIDA YÖNETİM KURULU BAŞKANI’NDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

FADE GIDA YÖNETİM KURULU BAŞKANI’NDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

“Tarımda Başarı” programına katılan Fade Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ali Demir, Fade Gıda ile ilgili açıklamalarda bulunduktan sonra  katma değerli ve önemli bir ihracat ürünü olan “Kurutulmuş Dometes”le ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İşletme hakkında bilgiler sunan Fade Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ali Demir’in açıklamaları;

Fade Gıda, 1995 yılında kurulmuş bir aile işletmesiyiz. Ana iştigal konumuz kurutulmuş domates üretimi ve ihracatı. Aynı zamanda bunun yanında sebze fidesi üretiyoruz. Kurutulmuş domateste “tohumdan sofraya” sloganımız var. Tohumdan sofraya her aşamasını izleyebilen ender şirketlerden biriyiz. Almanya, Polonya, İtalya, Yunanistan ve Avusturya başta olmak üzere, hemen hemen tüm Avrupa’ya ihracatımızı gerçekleştiriyoruz.

Bunun yanında Kanada, Abd, Meksika, Brezilya, Arjantin, İsrail, Avusturya, Yeni Zelanda gibi ülkelere de satıyoruz. Kısaca bu ürünün tüketildiği hemen hemen dünya üzerindeki birçok ülkede varız.

Fade gıda’ya ait seralar ve ekonomik değerler hakkında da açıklamalarda bulunan Demir;

Ocak ayında gelecek yılın planlamasını yapıyoruz ve 250 kadar çiftçimiz var, onlarla sözleşmeli tarım yapıyoruz. Ne kadar alan dikecekler, bizim ne kadar mala ihtiyacımız var, bunun değerlendirilmesi yapılıyor. Ardından 8-10 tane çeşit öneriyoruz, o çeşitler üzerinden fide siparişlerini alıyoruz. Sebze fidesi üreten şirketimiz var, tamamen otomasyonlu, bilgisayar kontrollü, meteoroloji istasyonlu. Burada onların istedikleri fideleri sağlıklı olacak şekilde yetiştiriyoruz. Çiftçilerimize de bu fideleri mart sonundan, mayıs ortasına kadar dağıtıyoruz bu 45-50 günlük süreçte. Ardından onlar bizim adımıza tarımını gerçekleştiriyorlar. O dönemde de desteklemeye gayret ediyoruz. Temmuz 15 gibi de hasat başlıyor. Ağustos sonuna kadar hasat devam ediyor Kurutulmuş Domates’te. Çünkü hem domatesin çıktığı dönemde, hem de yağmur riskinin en az o dönem olduğu için, ağustos sonuna kadar kurutma işlemi devam ediyor. Eylül başı gibide sonlandırıyoruz.

Hep deriz ya, tarım bizim hep kanayan yaramız. “Biz tarımda” hep denir ama fiiliyata geçmez. Bundan 30-40 sene önce samanı tarlada bırakırdık önemsiz bir şeydi. Şimdi ithal eder duruma geldik. İnşallah bunlar çözüm bulur, tarımda hakettiğimiz noktaya geliriz. Katma değerli ürün yaparız. Burada düşünün şimdi 15 kilo domates var, ambalaj var, etiket var, koli var, palet var. Siz bunu sattığınız zaman bunları da satmış oluyorsunuz. İnşallah sürekli katma değerli ürünler yaparız. Şöyle ifade edeyim, bugün 1750 ton domates çok büyük birşey değil ama rakamlarla ifade ettiğimizde 250 çiftçi, bu 250 çiftçinin yanında çalışan dikimcisi, sulamacısı, hasat edeni güney doğudan bu ürünü toplayanlar. Artı bunu serip, ortadan kesip, güneşte kurutan dediğinizde 10 bin kişiye etki yapıyor.

Dolayısıyla bizim çıkışımız ülke olarak bana göre ihracat yaparken de ne yapacaksınız, sizin neyiniz var? Tarımınız var. Burada adamı yan dikseniz, düz çıkaracak topraklarımız var. Çok güzel iklimimiz var. Karadenizimiz ayrı, ege denizimiz ayrı. Dolayısıyla daha çok tarıma ve tarım ihracatına ve nitelikli ihracat yani böyle büyük 200-300 kilo ambalajlarla değilde böyle marketlerin rafına girecek 100-200 gram gibi son tüketiciye giden, aracıları aradan çıkaran ihracata ihtiyacımız var. Bunun içinde kaliteli mal üretmek durumundayız. Katkısız üretmek durumundayız. Çünkü Avrupa’da kriterleri sağlayamazsanız orda hatır gönül olmuyor, yani gümrükten geçemezsiniz. Ürününüz geri geliyor ve buradaki piyasayı da otomatik bozuyor.